16 Temmuz 2012 Pazartesi

-Prototype 2


   İlk Prototype'ı bitireli yaklaşık üç sene olmuş. Bol miktarda dehşet, kan, mutant içerdiği ve güçlü yeteneklere sahip bir anti-kahramanı kontrol ettiğim dışında aklımda pek bir şey kalmamış aslına bakarsanız. Yedi saatte bitirdiğimi hatırladığım bu oyunda, yukarıda saydıklarımdan gerçekten zevk almışım ki (P2) Prototype 2'ye de karşı oldukça pozitif yaklaştım. Ve son oyununu oynadıktan sonra net bir şekilde anladım. İki oyun bir çok açıdan benziyor fakat bu sefer bir şeyler eksik.





Prototype2'yi oynayabilmek için ilk oyunu bitirmeniz gerekmiyor. Ana menüdeki kısa bir video ile ilk oyunda yaşananları ve hikayenin sonunu izleyip rahatça yeni oyuna adapte olabiliyorsunuz. P2, orijinal oyundaki hikayenin 14 ay sonrasında geçiyor. New York City'yi vuran virüs ilk oyunun protagonisti Alex Mercer tarafından yeniden ortama salıveriliyor. Yeni karakterimiz Çvş. James Heller ise ailesinin ölümünden Mercer'i suçluyor. Ve ilerleyiş tarzınıza göre ortalama 12 saat sürecek oyunda, Heller intikam için Mercer'in peşine düşüyor.



Prototype hikaye bakımından oldukça yetersiz bir oyundu. O haliyle bile bu oyundaki kadar soluk, kenara itilmiş, klasik ve hatırlamaya değmeyecek türden olmadığı konusunda eminim. Çünkü Heller istemediği halde özel güçlere kavuştuktan sonra sanki hikaye yön değiştiriyor ve yavaşça yok oluyor. Oyun boyunca, karakterinizin geçmişten tanıdığı veya görev icabı tanıştığı soluk karakterlerlerden aldığınız "bunu öldür,şunu öldür, şunun kılığında şu üsse sız" şeklinde görevler, Heller'ın bol küfürlü cümleleriyle başlayıp bir o kadar küfürlülerle son buluyor. İntikam için çıktığınız yolda birbirini tekrar eden görevlerden bir süre sonra sıkılıyorsunuz.




Elbette her şey hikaye değil. Prototype serisi de aslında buradan kazanıyor. Hikayenin gidişatı ve işlenişi oldukça sıkıcı olabilir. Fakat bu görevleri yerine getirirken izleyeceğiniz yol oldukça eğlenceli olabiliyor. Heller'in oyun ilerdikçe kazandığı beş ana silahıyla dehşet saçmak, serbestçe istediğinizi yapabilmek oyunun artılarından. Bu beş silahtan iki tanesini kısayol tuşlarına atıyorsunuz ve hamlelerinizi birbirleriyle birleştirerek seri bir şekilde gerçekleştirebiliyorsunuz.


Canınız mı sıkıldı? Önce kaos yaratıp tankların ve helikopterlerin üstünüze yağmasını sağlayın. Ardından tankın roket-atarlarını söküp helikoptere roket yağdırın. Veya tek bir pençe darbesiyle metal kuşu ikiye bölün. Hızlıca aşağıya inin ve avına zıplayan bir hayvan gibi zıplayarak pençelerinizle düşmanları paramparça edin. Aynı zamanda görev yaptıkça ve tecrübe puanı kazandıkça seviye atlayıp zıplama,birebir dövüş gibi özelliklerinizi daha da geliştirin, daha da ölümcül hale gelin.
       
Açık-dünya (open-world) oyunlarının vazgeçilmez parçalarından (heh) olan "toplanabilirler" (collectibles) elbette oyundaki yerlerini almış. Üç ana bölgeye ayrılmış New York City'de her bir bölgede çeşitli sayıda yan görev, bulunacak toplanabilirler saklı. Gizlice sızacağınız üsler, temizleyeceğiniz mutant yuvaları yapabileceğiniz yan görevlerden sadece bazıları.

Prototype2'nin aksiyon dolu olduğu, özelliklerinizi geliştirikçe bir mutant-ölüm-makinesine dönüştüğünüz doğru. Etrafta rastgele dolasıp canlı doğramayı bir süre sonra sıkıcı bulanlardansanız ana ve yan görevlerde de ne yazık ki sıkılacaksınız. Tekrar belirtiyorum, hikayenin genel olarak "gerekli kişiyi bul-onun şekline gir-üsse sız-herkesi öldür ve çık" işleyişi yüzünden, oyuna istediğiniz aksiyonu koyun bir yerden sonra fayda etmiyor. Orijinal oyunun biraz daha iyileştirilmiş fakat yine de bir 2012 yılı oyunu olduğuna kimseyi inandıramayacak grafikler, sıfırın altındaki yapay zeka,(askerin 1 metre yanındaki adama kurşun yağdırdım, sadece kuşkulandı) eskisinden pek farklı olmayan karakter animasyonları, birbirinin aynısı olan toplam üç-beş çeşit düşman modellemeleri ve özellikle (?) önlerinde olmayan bir görüntüyü yansıtan bina camları oyuna ayırdığım saatlere üzülmeme sebep oldu.

 

 Oyunu şu sıralar almayı düşünüyorsanız raflara ilk yollanan P2 kutularında "Radnet" adlı bir içerik için kod olduğunu göreceksiniz (kabın kapağında yazıyor kod var mı yok mu diye). Bu kod sayesinde her hafta yeni mücadelelerde (challenge) yarışma ve adınızı sıramalarda gösterme şansı elde edeceksiniz. Söylenene göre sonraki P2'lerde bu kodlar bulunmayacak ve netten de kodu satın almanız mümkün olmayacak (ucuz numaralar). Şimdi nasıl? Biraz daha cazip gel-medi değil mi oyun? Bencede. Konsol için KDV dahil 200 TL gibi bir fiyatının olması da, eğer oynamadan yapamayacağınız bir oyun olduğunu düşünmüyorsanız sizi Prototype'a uzak tutacak sebeplerden. Hem gözünüzü hem beyninizi yoran içi boş aksiyon bir süre zevk verecektir. Kiminizi oyununun sonuna kadar götürür hatta. Fakat bitirdiğinizde hatırlayacak hiçbir şey kalmayacak geriye. "Oynadım-bitirdim" dediğiniz oyunlara bir yenisini daha ekleyeceksiniz sadece.

0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More